Pınar Gültekin’in katili Cemal Metin Avcı: Benim başıma geldi
PINAR’IN BABASI: EN YÜKSEK CEZAYI İSTİYORUZ
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nde yeniden görülen davanın bugün ikinci duruşması görüldü. Duruşmaya Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin, babası Sıddık Gültekin, taraf avukatları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı, SEGBİS üzerinden salona bağlandı. Anne Şefika Gültekin, akıl hastası olduğunu belirterek duruşmayı terk etti. Mahkeme tarafından son sözleri sorulan Sıddık Gültekin, kızının diri diri yakıldığını belirterek, “Bu katil sadece benim kızımı değil hepimizi yaktı. Yerel mahkeme Adli Tıp raporunu dikkate almıyor. 30 kamu görevlisinin imzası var ama nedense bir canavarın söylediği sözler hep görmezden geliniyor. Buna inandılar. En ağır ceza ne ise onu çekmesini istiyoruz” dedi.
Duruşmada söz alan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, ilk mahkemenin gerekçeli kararında, “Avcı’nın profesyonel bir tabip olmadığı düşünülerek ‘ölmediğini bilmiyor olabilir’ ifadesini eleştirdi. Söz konusu gerekçeli kararı “hukuk manyağı” olarak nitelendiren Epözdemir, “O halde bundan sonra her canlı yakma olayında ‘Bu kişi profesyonel sağlık personeli değildir’ denilerek hafifletici hükümler getirilmeli” dedi. böyle bir hukuk anlayışı mümkün olamaz. Bu kanunlar sadece profesyonel sağlık çalışanlarıdır. Epözdemir, Cemal Metin Avcı’nın yanan namluyu salondan evin bahçesine tek başına taşıdığını iddia ettiğini ancak adli tıp raporuna göre elinde yanık olmadığını belirterek, “Öldürür, sokar. varil odun döker benzin döker yakar üstüne beton döker 162 kiloluk varili tek başına arabaya yükler nehre götürür nehre atar bu olmaz biliyoruz HTŞ kayıtlarından kardeşi Mertcan Avcı’nın yakma sırasında olay yerinde olduğu belgelerde de var Cemal’e yardım etmemiş olması mümkün değil Bağda kokoreç yaktıklarına inanmamızı bekliyorlar İpi çöpe atmak yerine müesseseden oldukça uzak olan ev.Nedir bu ritüel?Kokoreç yakma ritüeli mi?” Epözdemir, hem Cemal Metin Avcı’nın hem de kardeşi Mertcan Avcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Bahçe duvarı bile yok, ana yola sıfır. Planlasaydım burada çalışır mıydım? Nasıl planladığımı anlamadım. Plan yaparak birini öldüreceksem neden güvenlik kameralarının olduğu yerden bir şey alıp evime götüreyim? Plan yapmadığım buradan anlaşılıyor. Yaktığımda hiç canlı değildi, boğdum, öldürdüm, hiç nefes almıyordu. Delilik denen şey hayatın bir gerçeğidir. Tabii ki pişmanım, keşke böyle bir şey olmasaydı. Çok üzgünüm ama olan oldu ama olan benim başıma geldi. Rezil oldum, ömrüm bitti. Tecavüze uğradığımı bütün Muğla öğrendi. Sanki ben bir katil, bir vampirmişim gibi anlatılıyor. Öyle değil, bana şantaj yaptı, başkalarına şantaj yaptı. Karımı ve işimi kaybettim. Cinayet davasında da kimse bana yardım etmedi. Keşif sırasında olayı tek başıma yaptığımı kanıtladım, namluyu tek başıma taşıdım.” KOOKOREÇ KİM AYRIMI YAPABİLİRİM? Olay tarihine kadar 7 yıldır İzmir’de bulunan ve pandemi nedeniyle Muğla’ya giden, “Kardeşimin Pınar ile ilişkisi olduğunu bile bilmiyordum. Bağ evi boş bir yer değil, sürekli gittiğimiz, özellikle haftada 3-4 kez gittiğim, arkadaşlarımla bahçede oturduğum bir yer. Cinayet davası hakkında hiçbir fikrim yoktu. Daha önce o varilin içinde çöplerin yakıldığı çok oldu. Yani namluyu gördüğümde hiçbir şeyden şüphelenmedim. Daha önce yanan cesetlerin kokusunu duymuş muydum? Kokoreç ile ayırt edebilir miyim? ‘Kardeşimin bir cesedi yakıp yakmadığını görmek için namluya mı bakacağım? Ben bir şey bilmiyordum, beraatımı talep ediyorum’ dedi. MÜBAREK TUTUKLUYA KARŞI İfadelerin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Cemal Metin Avcı’nın ‘haksız tahrik’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığını söyledi. ‘canavarca bir duygu ve eziyetle öldürme’ suçundan delilleri gizleme, yok etme ve değiştirme hatasından 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Davut CAN/İZMİR, –